Zeytinyağında yüksek rekolte rafa ucuzluk olarak yansır mı?
Tariş Genel Müdürü ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Güngör Şarman, tüm zamanların en yüksek rekoltesi olan 475 bin tonun, market raflarındaki etiketlere nasıl yansıyacağını zamanın göstereceğini söyledi
Türkiye’nin 200 milyon adete ulaşan meyve veren zeytin ağacı popülasyonu ile tüm zamanların en yüksek zeytinyağı rekoltesine ulaşıldığını söyleyen Tariş Genel Müdürü ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Güngör Şarman, “Çabaları sonuç verdi. Bu sevindirici bir haber. Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı rekolte rakamı 475 bin ton. Zeytinyağı ilk kez bu kadar yüksek rekolteye ulaştı. Hedefimiz üretimde dünya ikinciliği idi. Geçen yıl başarmıştık, bu yıl pekiştirdik. 200 milyon ağaçla var yılı, yok yılı sıkıntısında açıyı daralttık. Üretimde çok iyi olacağımız iddialarını arttırdık. İtalya ve Yunanistan’ı geçtik” dedi.
ÜRETİCİ MALİYETİNİN ÜZERİNDE SATABİLMELİ, TÜKETİCİ UCUZA ALABİLMELİ
Bu yılın 475 bin tonluk rekoltesine geçen yıldan 100 bin ton stoğun eklenmesi gerektiğini hatırlatan Seyit Güngör Şarman, “Suriye’de 150 bin ton rekolte var. Bunun 50-60 bin tonu da bize gelecek. Bunları da eklersek 625 bin ton gibi bir zeytinyağı varlığından söz edebiliriz. Kişi başı 2 kg tüketim dersek, 160 bin tonluk iç tüketim var. En büyük tüketici de yine üreticinin kendisi. 13 aylık bir ihracat kısıtlaması yaşadık. Ama bugün fırsat dönemindeyiz. Dünyanın ihtiyacını karşılaması için Türkiye’ye ihtiyacı var. Fırsat yılı derken yanılgıya da düşmeyelim. İspanya’nın, Tunus’un, Suriye’nin de üretim rakamları iyi. Fiyatlar konusunda ise herkes beklemede. Sanırım Aralık’ta netleşecek. Temkinli alımlar yapılıyor. İspanya’nın fiyatlarının yüzde 10 altında alım anlaşmaları yapılıyor. Ama artık iletişim kanalları çok hareketli. Artık anlaşmalar, fiyatlar hemen duyuluyor. Üretimde maliyetler yüksek. Ziraat Odaları Birliği, üretim maliyetlerinin geçen yıla göre 93 kat arttığını duyurdu. Üreticinin zeytinyağını maliyetlerinin üzerinde, para kazanacak şekilde satabilmesi, tüketicinin de ucuz zeytinyağına ulaşabilmesi lazım. Bunun için devlet desteğine ihtiyaç var. 1998’de ilk devlet desteği 40 cent olarak verildi. Yıllar içinde bu TL’ye çevrildi. 1998’de fiyattaki oranı yüzde 38 olan devlet desteğinin bu yıl oranı yüzde 0,6. İyi bir destekleme gerektiğini Ankara anlayana kadar anlatacağız. Bizde destek 40 cent iken, AB’de 1.32 euroydu. 40 cent ile başladı şimdi 1 TL. AB ile orantılarsak 55 TL olması lazım. Biz 15 TL’ye razıyız. İspanya 0,65 euro destek alıyor, biz onunla rekabet etmeye çalışıyoruz. Üreticiyi mutlu etmeden bu iş olmaz” diye konuştu.
ÜRÜN ARZI FAZLA AMA MALİYETLER YÜKSEK
İktisatçıların mevcut ekonomik düzene pahalılık ekonomisi dediklerini de açıklayan Şarman, şöyle konuştu; “Gıda enflasyonu yüksek. Rafta yüzde 20 kayıp var. Ama hem üreticinin hakkını verecek hem de tüketicinin kolay ulaşacağı fiyat politikası olması lazım. Ürün arzı fazla ama maliyetler de yüksek. Ürün bolluğu rafa yansımalı. Üreticinin maliyeti yüksek. Ürünü işleyen, ambalajlayan sanayicinin maliyeti de yüksek. Fiyatlar daha da yukarı gitmesin. İnşallah gitmez. Önümüzü göremiyoruz. Öyle bir fiyat vermeliyiz ki yukarı gidecek algısı oluşmasın. Piyasada kabul edilemez fiyatlar oluşmasın. Biz Tariş olarak henüz fiyat çalışmamızı tamamlamadık. Aralık gibi açıklayacağız görünüyor. Sektörde bir finansman sorunu var. İşletmeler finansmana ulaşamıyor. Parasını bankaya yatırıp, yüksek faiz alan kimse sanayicilik, üreticilik yapmak istemiyor.”