Zorlu Konak zor yapılır
Sıla Arabacıoğlu/YENİ İZMİR-İzmir'de uzun süredir yüksekliği nedeniyle tartışmalara konu olan Çankaya'da yer alan Orkide Alışveriş Merkezi'nin...
Sıla Arabacıoğlu/YENİ İZMİR-İzmir’de uzun süredir yüksekliği nedeniyle tartışmalara konu olan Çankaya’da yer alan Orkide Alışveriş Merkezi’nin bulunduğu alana Zorlu Holding tarafından yapılması planlanan gökdelen projesiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından açılan Zorlu Konak projesinin ruhsat ve imar planı değişikliğinin iptali davasında bilirkişi heyeti İzmir 2’nci İdare Mahkemesi’ne raporunu sundu. Hazırlanan raporda yapı ruhsatının 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuatına aykırı olduğu belirtildi.
‘MEVZUATA AYKIRI’
66 sayfalık bilirkişi raporunda22.02.2021 tarihli 82/2018 sayılı tadilat ruhsatı düzenlenmesinin3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuatına aykırı olduğu dile getirildi. İlgili kesitin tamamı şu şekilde:
“Davalı idare Konak Belediyesi’nce, 06.12.2018 tarihli 82 sayılı yeni yapı ruhsatı tanzim edilmesinden, 2 yıl 2 ay 16 gün sonra, ilk ruhsat verilmesi sonrasında 2 yıl içinde inşaata başlanılmaması nedeniyle hükümsüz kalacağından yeniden ruhsatlandırılması gerekirken ilk ruhsattaki (06.12.2018 tarihli yapı ruhsatı) hakların korunarak, 22.02.2021 tarihli 82/2018 sayılı tadilat ruhsatı düzenlenmesinin, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuatına aykırı olduğu kanaatine ulaşmıştır.”
‘ŞEHİRCİLİK İLKESİ’
Raporda, ‘Uyuşmazlık konusu işlem bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 09.08.2021 tarihinde onaylanan plan değişikliklerinin gerekçesini oluşturan hususun salt parsel ölçeğindeki müdahalelerle çözümlenemeyeceğinin ortaya çıktı’ ifadelerine yer verildi ve şöyle devam edildi: “Çünkü parseller özelinde gündeme gelen münferit koşullarla plan bütününde öngörülemeyen eşitsizliklerin yaratılmasının mümkün hale geldiği; oysa, imar planlarının uzun erimli yasal belgeler olduğu; plan kararlan üretilirken plan bütünlüğü ve planlamanın eşitlik ilkelerinin de mutlak suretle dikkate alınması gerektiği; mevzuat ile zorunlu kılınan bina yüksekliklerinin belirlenmesine dair gündeme gelen planlama sorununun parsellerdeki özgül koşulların kısıtlayıcılığı ile çözümlenmesi mümkün olamadığı gibi, yüksek yapıların konumlanmasında kent imgesinin oluşumu ve geleneksel doku ile dengeli bir ilişkinin kurulması için salt belirli parsellerle sınırlı müdahalelerin planlamanın eşitlik ilkesine uyarlığının sağlanmasına da engel olduğu; temel yaklaşımın kent bütününde planlamanın eşitlik ilkesi de gözetilerek kat sayılarına ilişkin yapılaşma koşullarının bütüncül bir anlayışla yeniden ele alınması olması gerektiği: kentsel doku içerisinde yüksek yapıların dağılımının kentsel silueti belirleyici ve bağlayıcı bir karar olmanın da ötesinde, kentsel altyapının yeterliliği gibi kentin yaşanabilirlik koşullarını doğrudan etkileyici bir dizi parametrenin de içinde yer aldığı bir ele alışı gerektirdiği; başka bir ifade ile, benimsenmesi gereken yaklaşımın dava konusu alan ve çevresinde bu görsel ilişkinin sağlanması için parseller ve çevresi için mağduriyet yaratabilecek minimal müdahale niteliğindeki (ancak kent ölçeğinde maksimal etki yaratabilecek nitelikteki) kat düzenlemeleri değil, planlamanın eşitlik ilkesine ve plan bütünlüğüne uygun olarak uzun erimli bütüncül çözümler sunun plan kararlarının üretilmesi olduğu; bu tespit ve değerlendirmeler ışığında, 09.08.2021 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliklerinin belirtilen yönlerden şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan bütünlüğüne ve planlamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu kanaatine varmıştır.”