Birlikte sonsuzluk oluruz

Soğuklar gelecek üşüyecekti adam, uyuyakaldığında üs tünü örtmeyecekti kadın. Adam acının kucağına kıvrılacaktı usulca Tanrı’ya yalvaracaktı.

Çiçekleri solmuştu pencere önünde, papatyalar boynunu bükmüştü. Kadının yokluğu susuzluk olup kalmıştı. Adamın şehrinden gitmişti kadın. Bas bas bağırmıştı da duymamıştı adam. Bir fısıltısına muhtaçtı şimdi. Tek bir fısıltısına…

Ne diyordu Göksel bir şarkısında; “sen orada yoksun çağırdığımda, susuzluğumda, açlığımda… Ruhumun kara boşluğunda, sen orada yoksun…” Öyle bir yerdeyim ki şimdi. Tenimin sıcaklığı buz dağını eritir. Kalbimin sesi, aklıma galip gelir.

Kalbim hep sende olduğunda, çocuk saflığında. O kadar heyecanlı ki anlatamam. Kırılacağından, her gece yatarken sızlayacağından habersiz. Ama artık herkes kabullenmiş, Çünkü kuş aşık olmuş bir kere balığa, belli ki suya girmekten alıkoymaz kendini. Ben hiç kimseyi bu kadar deli sevmedim.Hiç kimseyi tüm hücrelerimde hissetmedim.

Kimsenin sarılmasıyla, öpmesiyle kendimden geçmedim.Bütün hayatımı tek bir kişiye adamadım hiç.Hayatımın merkezi yapmadım kimseyi.Ben kimseyi bu kadar çok özlemedim.Ben kimseyi bu kadar çok yanımda istemedim.Kimseye ait hissetmedim kendimi.’İyi ki o benim.’ diye her gece şükretmedim hiç kimse için.Bütün mutluluğum, yüzümdeki tebessüm…

Bunlar tek bir kişiye bağlı olmadı hiç.Gözümden sakınmadım kimseyi.’Ben hiç kimseyi yanıma alıp kimsenin görmemesi için saklayacak kadar çok sevmedim.’Taa ki sen gelene kadar sevgilim. Mutlu olduğunda seni arıyor. Heyecanlandığında, korktuğunda seni arıyor. Üzgün olduğunda sesini duymak ona iyi geliyor. Uzak kaldığınızda, kelimeleriyle öpüyor seni. Sesiyle dokunuyor kalbine. Saçlarını ruhuyla okşuyor. Bir adam var hayatında, ve varlığı seni mutlu etmeye yetiyor. Seni özlüyor. Yan yana olabilmeniz için gün sayıyor. Sonra o haklı çıkıyor ve bir gün gözlerine bakıyor senin. Sarıldığında sıcaklığını ve sevgisini bütün hücrelerinde hissediyorsun. Başını omzuna koyuyorsun ve daha önce sende olan bütün kötü hisler uçup gidiyor.

O adam seni öptüğünde, ruhu, senin dudaklarından akıp kalbine iniyor. Nefesin sana yetmiyormuş meğer, göğüs kafesini huzurla dolduruyor. Bir adam var hayatında, ve kokusu seni mutlu etmeye yetiyor. Birlikte uyuyorsunuz. Yanında yatıyor. Nefesini ensende hissediyorsun. Boynuna gömüyor burnunu. Kokun ona huzur veriyor. Birlikte, hayatınızın en huzurlu uykusuna dalıyorsunuz. Rüyaların güzel değildi. Korkardın. Bir adam var yanında, yatağında. Ve o an orada olması bütün kötü rüyalarını kovuyor, yok ediyor. Rahatlıyorsun. Bir adam var hayatında, ve koruyuculuğu seni mutlu etmeye yetiyor. Soğuk kış gecelerinde üşürsün sen. Şefkati içini ısıtıyor. Elleri sana var olduğunu hissettiriyor. Parmaklarının eklem yerlerini öpüyorsun. Sonra onlar yanağında dolaşıyor. Bir adam var. Üstüne titriyor. Hep yanında olacakmışsın gibi yaşıyor seni. Ve bir daha yanında olamayacakmışsın gibi hasretle kokluyor. Burnunu hissediyorsun bedeninde. Kalbin sol tarafındaymış, sarıldığında boş olan sağ tarafını dolduruyor. Yaşamak için sebeplerin oluyor. Adam, gülümsediğinde yanaklarında oluşan çukura aşık oluyor. Aşık oluyorsun. Bir adam var hayatında, ve sen onunla varsın. Sana zaafım var sevgilim. Gülüşünde beni çeken, gözyaşlarında beni yerle bir eden bir şey var. Sessizliğimizi dolduran nefesinde kalbimi kanatlandıran bir şeyler var. El değdiremediğim saçlarında tek tek öpülesi tutamlar var. Gözlerine baktığımda ruhunu gördüğüm kadın, tüm o narinliğini ve asaletini taşıyor sesin. Belki el ele gökyüzüne bakarız bir gün. İki yarım bir bütün oluruz. Sonsuza kadar yaşayamayız ama belki birlikte sonsuzluk oluruz… Sevmek güzel şey tabi. Ama sevilince daha güzel.

Exit mobile version