Kürt değil, vicdan sorunu

Yeşil Sol Parti İzmir 2’nci Bölge Milletvekili Adayı Mevlüt Ülgen, Kürt sorununa ilişkin yaptığı açıklamada, “Bence bu Kürt sorunu değil, vicdan sorunu” diye konuştu.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye, 14 Mayıs günü yapılacak olan seçimlere kitlendi. Seçim süreci ve sonrası ise tam bir muamma. Yeşil Sol Parti İzmir 2’nci Bölge Milletvekili Adayı Mevlüt Ülgen, Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’ya seçime ilişkin açıklamalarda bulundu.

BARIŞ SÜRECİ DEĞERLENDİRMESİ

HDP’ye yönelik eleştirilere yanıt veren Mevlüt Ülgen, “HDP, sadece Türkiye partisi değil, evrene seslenen bir parti. Çoğunluk olmak sizi Türkiye partisi yapmıyor. Bizim varoluşsal olarak tüm insanların, canlıların, dünyanın neresinde zulüm ve baskı olursa karşısındayız. Türkiye uzun yıllardır Kürt sorunu çözülemiyor. Bence bu Kürt sorunu değil, vicdan sorunu. Kürtlerin eşitlik temelinde ulus olmaktan kaynaklı sorunları vardı. Kendi dilinin, kültürünün tanınmaması ve seçtiği iradenin gasp edilmesi gibi birçok sorunla karşı karşıyalar. Türkiye’nin ihtiyacı toplumsal uzlaşma ve barışın sağlanmasıdır. Barış sürecini AKP ve Erdoğan kendi politik çıkarları için heba etti. Önümüzdeki günlerde bu sorunun parlamentoda çözümü konusunda bir irade oluşuyor. Yeşil Sol Parti ve HDP olarak biz bu süreçte önemli aktör olacağız” diye konuştu.

BİR ÇATI ALTINDA ‘TATLI’ REKABET

Yeşil Sol Parti İzmir 2’nci Bölge Milletvekili Adayı Mevlüt Ülgen, TİP’in kendi listesiyle seçime girmesinin doğru olmadığını belirterek, tatlı bir rekabetin başladığını aktardı. Emek ve Özgürlük İttifakı’na yönelik açıklamalarda bulunan Mevlüt Ülgen, “Biz Yeşil Sol Parti çatısı altında girme konusunda ısrarlı olduk, bizim ısrarımızdan daha çok seçim aritmetiği ve seçim yasasından ötürü tek liste girmek istedik. Seçim yasasında ittifak içerisinde olsa bile bir parti yeterli vekil sayısı sağlayamazsa o oylar, bölgedeki başka partiye gidiyor, ittifakta kalmıyor. Bizi parlamentoya güçlü ve iddialı girerek, demokrasi, barış, adalet, eşitlik ve özgürlük anlamında önemli misyon üstlenebilmemiz açısından vekil sayısı çok önemli. Oyların hedefine gitmeyeceği şekilde seçime girmek çok doğru değildi, TİP’in bu yaklaşımını doğru görmemekle birlikte kabul etmek durumundayız. Bu aramızda tatlı bir rekabette oluşturuyor” diye konuştu.

KADIN MÜCADELESİNİN YÜZ AKI

HDP’yi ve YSP’yi ‘kadın partisi’ olarak nitelendiren Ülgen, “Kadınların kendilerine ilişkin politikaları Kadın Meclisi tarafından belirlenir. Fermuar sistemi de kadınların seçilecek yerden olması açısından oldukça kıymetli. Partimizin en iddialı olduğu alanlardan birisi kadın hareketi ve kadınların özgürlük eşitlik mücadelesi. Türkiye’nin kadın mücadelesi açısından yüz akıyız. Türkiye travmaları olan yaralı bir ülke. Türkiye’de barışın yeniden tesis edilmesi, şiddetin toplumsal yaşamdan dışlanması konusunda çaba sarf ediyoruz. Türkiye’de bir değişim talebi var. Tek adam rejiminin sandığa gömülmesi noktasında bir toplumsal kararlılık görüyoruz. Yıllardır yaratılan korkuyu önemli ölçüde aştığını ve görüşünü rahatlıkla ifade edebildiğini görüyoruz. 15 Mayıs sabahı tek adam rejiminden kurtulacağız” dedi.

HÜDA-PAR’I CİDDİYE ALMIYORUZ

HÜDA-PAR’ın Türkiye için kaygı verici olduğunu dile getiren Ülgen, “HÜDA-PAR’ın geçmişi belli. 90’lı yıllarda bölgede işlendiği cinayet ve katliamlarla bilinen bir parti. Türkiye’de karşılığı olmayan bir parti. Biz HÜDA-PAR’ı politik bir aktör olarak ciddiye almıyoruz. HÜDA-PAR’ın temsil ettiği militarist zihniyetin siyasi aktör olarak sunulması Türkiye için kaygı verici. Cumhur İttifakı’nın son günlerde demokratik seçimleri tanımaması girdikleri yolu gösteriyor. Bu bir tükenişin göstergesi” dedi.

(M.T.)

 

Kürt değil, vicdan sorunu