Pandemiden çıkamadılar

2019 yılında hayatımıza giren ve toplumun her kesimini alt üst eden COVID-19 pandemisi, sinema salonlarını seyircisiz bıraktı. Pandemi sonrası, kötüleşen ekonomik durumla beraber halkın sinemaya gitme isteği kalmadı.

sinema, salon

yenikiraz.com’dan Semi Tektaş’ın haberine göre, 2020 ve 2021’e damgasını vuran COVID-19 salgını en önemli darbeyi toplu etkinliklere indirdi. Salgını önlemek için uygulanan kapanma kararları ve kısıtlamalar ilgili sektörleri olumsuz etkiledi ve seyirci sayılarında kayda değer düşüşler yaşandı. Çevrimiçi ve açık alan etkinlikleri daha tercih edilir oldu. Salgın yavaş yavaş geride kalırken toplum da eski alışkanlıklarına dönmeye başladı. Fakat son veriler sinema, tiyatro ve sahne gösterileri için seyirci sayısının artmasına rağmen salgın öncesi seviyelere dönemediğini gösteriyor.

Öte yandan ciddi bir sağlık krizini geride bırakan Türkiye hane halkı harcamalarını derinden etkileyen bir enflasyon problemi ile karşı karşıya. Birçok ekonomik göstergede yaşanan olumsuz gelişmeler kültürel etkinliklere katılım gösteren orta sınıfın alım gücünü ciddi oranda eritmiş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2022’de hane halkları bütçelerinin üçte ikisini gıda ve alkolsüz içecek, konut ve kira ve ulaştırma harcamalarına ayırıyor. Yüksek enflasyon ortamında ise zorunlu olmayan harcamalarını kısan hane halklarının harcama kıstığı birinci kalem de eğlence ve kültür oluyor.

YÜZDE 63’TE

TÜİK sinema ve gösteri sanatlarıyla ilgili her yıl yayınladığı istatistikleri 2022 yılı için güncelledi. 2022 yılında sinema salonu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,3 azalarak 2 bin 366 olurken sinemalardaki toplam koltuk sayısı ise yüzde 0,3 azaldı. 2020 yılında salgının başlamasıyla sinema seyirci sayısı 2019 yılına kıyasla yüzde 69 azalmıştı. 2022 yılında ise 2019 yılı ile karşılaştırıldığında hala pandemi öncesi seviyelere gelemediği görülüyor. Sinema salonlarında koltuk sayılarının son yılı karşılaştırıldığında 2018 yılından bu yana koltuk sayılarının azaldığı görülüyor. Son dört yılda koltuk sayısı yüzde 17,10 azalmış durumda. Gösterilen film sayısı verileri incelendiğinde de salgın öncesi seviyelere gelmediği ve 2020 yılına kıyasla yüzde 20’ye yakın daha az filmin gösterime girdiği görülüyor.

PANDEMİ, EKONOMİ

Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Köprü, Oppenheimer ve Barbie gibi dünya sinemasındaki filmlerin Türkiye’de gereken izleyiciye ulaşamaması hakkında, “Türkiye’de, Amerikan filmleri 2000’den beri düşüşte. Daha çok yerli yapımlar sinema salonlarında gösteriliyordu. Doksanlarda yerli yapımlar çok daha gerideydi. Eşkıya, Vizontele gibi bazı dönüm noktalarından sonra Amerikan filmlerinin önüne yerli yapımlar geçmeye başladı. Amerikan filmlerindeki düşüşe neden olarak belki artan yerli yapımlar belki değişen politik konjonktür örnek gösterilebilir. Bu göstergeler Amerikan filmlerinin daha az izlenmesini açıklayabilir. Diğer taraftan yerli filmlerde de düşüş var. Gişeler düşüş gösteriyor. Bunun da birçok farklı nedeni var. Dijital platformların artması, pandemiile sinema salonlarına olan talebin azalması veekonomik nedenler bu duruma sebep olarak gösterilebilir. Özellikle yeni nesil izleyicinin algı seviyesi gitgide daha da düşüş gösteriyor. YouTube, TikTok gibi sosyal medya uygulamaları artık klasik film izleme deneyimlerini etkiliyor. Sinema salonları tekelleşme gösteriyor. Şehir içinde artık neredeyse sinema salonu kalmadı. Tüm sinema salonları AVM’lere tıkanıp kaldı. Bu durumların hepsi seyircinin sinemaya gitmesine engel oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

“SEKTÖR ÖLÜYOR”

Sinemada seyirci sayısının gittikçe düştüğüne dikkat çeken Sinema Eleştirmeni Kerem Bumin, “Pandemi döneminden önce de sinema git gide seyirci sayısı azalıyordu. Enflasyonun artmasıyla beraber bilet fiyatları cep yakmaya devam ediyor. Sinema kültürü yok oluyor. Sinema sektörünün can çekişmesinin nedeni olarak pandemiden sonra artan bilet fiyatları, ailecek sinemaya gidince bilet fiyatlarının artık can yakması ve COVID dönemi daha çok ön plana çıkan dijital platformların insanlara daha hesaplı gelmeye başlaması olarak gösterilebilir. Bu dijital platformlara ulaşımın kolay olması da bir etken. Bir de önemli sinemacılar artık daha çok insana ulaşmak amacıyla bu dijital platformlara yöneldi. Sinema ve televizyon arasındaki ayrım kalktı. Hangi yapım sinemada hangi yapım televizyonda gösterilecek bu ayrım kalktı” şeklinde konuştu.

Sinema Eleştirmeni Kerem Bumin

Haber Merkezi

Exit mobile version