Yeni İzmir Gazetesi’nden Şaha Çimen’in haberine göre 30 yıllık diplomalı kuaförlük işinden sonra parlatma, cilalama olarak bilinen polisaj işine merak saran ve 15 yıldır bu işi yapan Celal Korgan, eşyalara yaptığı dokunuşlarla yeni görünüm kazandırıyor.
Haftanın dört gününü Gümüldür, Özdere, Orta Mahalle, Ürkmez pazarlarında üç gününü de Özdere’deki atölyesinde çelik, bakır eşyaları parlatan, cilalayan 80 yaşındaki Celal Kongar, “Bu iş bir sanattır. Bu işi yapabilmek için önce öğrenmek gerekiyor. Bu işi bilmeden yapmak kolay değil” diyerek mesleğinin zorluklarına dikkat çekti.
Mutfak malzemeleri tamiratı, kaynak, bıçak vidası, sapları ve kulpları kullanılacak durumda olan mutfak eşyalarının tamirinin yanında polisaj işini de yapan Celal Kongar, bu işe başlama hikâyesini şöyle anlattı: “30 Yıllık diplomalı kadın- erkek kuaförlüğünü bıraktıktan sonra, 2001’de ticarete atıldım. Ticarette başarılı olamadım. Zorunlu olarak bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. Ne yapayım diye düşünürken bu işe kafayı taktım. Heves ettim. Üç beş sene uğraştım. Debelendim. Boğuştum. Hastanelik oldum. Elim ayağımı kestim, yaktım, çizdim. Tüm bunlar olurken pes etmedim. Sabrettim. Ben bu işi yapmalıyım dedim ve hiç kimseden yardım almadan kendi çabamla başardım” dedi.
“MESLEK DEVAM EDER”
Kongar, “Bu meslek kolay kolay yok olmaz. Devam eder fakat bunu yapmak isteyen, öğrenmek isteyen, heves eden kişi az. Gençler bir hasla burunları havada makamlar seçiyorlar. Ufak tefek iş gibi görüyorlar parlatma, cilalamayı ama aslında fena bir iş değil. Öğrenmesi zordur. Zahmetlidir ama insan bir kere öğrendi mi de bırakmak istemeyeceği bir iştir. Ben de 15 yıldır bu işi yapa yapa bir yerlere geldim. Elimden geldiği kadar insanlara hizmet etmeye çalışıyorum. Yıllarca emek verdim. Vermeye de devam edeceğim” dedi.
“Bizim iş çelik ve bakırla. Alüminyum gibi eşyaları ne parlatabilirsiniz ne de cilalatabilirsiniz” sözlerine yer veren Celal Kongar, işinin inceliklerini şöyle anlattı: “Parlayacak eşyaları önce asite koyuyoruz. Polisaj ile cilasını yaparak parlatıyoruz. Çaydanlık, tencere gibi çelik, bakır, pirinç eşyaları, kullandığımız ilaçlarla parlatıyoruz.”
