Bizim memleketin sofraları çeşitlidir ama bir masa düşünün ki ortasına sıcak lahmacunlar gelmiş… İşte o masa, dostluğun da, paylaşmanın da simgesidir. Fakat lahmacunun asıl büyüsü, o çıtır hamurun üstüne yayılan iç harcında gizlidir.
Peki lahmacun içi nasıl hazırlanır? Bu mesele sadece malzeme meselesi değil; aynı zamanda biraz el becerisi, biraz sabır, biraz da sevgi ister.
Öncelikle işin omurgası kıymadır. Ne çok yağlı ne de kupkuru… Orta yağlı kıyma, lahmacuna hem lezzet hem de kıvam verir. Yanına bol soğan, ince doğranmış domates, yeşil biber ve maydanoz eklenir. Burada önemli bir püf nokta var: Sebzeler mümkünse bıçakla ince ince kıyılmalı, robottan geçince lahmacun içi suyunu salar ve lezzeti kaybolur.
Sonra baharatlar devreye girer. Pul biberi eksik etmeyin, biraz kararbiber, biraz isot, kimyon ve tuz… İşte o noktada mutfak, adeta Antep çarşısı gibi kokmaya başlar. Karışımı güzelce yoğurup dinlendirdiniz mi, işin yarısını bitirmişsiniz demektir.
Benim için lahmacun içini hazırlamanın en güzel tarafı, o yoğurma anıdır. Elinizdeki malzemeler yavaş yavaş birbirine karışırken, sanki tüm ayrı parçalar bir araya gelip büyük bir uyum yakalar. Tıpkı sofradaki insanlar gibi… Herkes farklıdır ama bir arada olunca ortaya bambaşka bir lezzet çıkar.
Bir de unutmadan söyleyeyim: Lahmacun içi ne kadar güzel hazırlanırsa hazırlansın, asıl tadı dost meclisinde, bol limon sıkılıp elle yenildiğinde çıkar. Çünkü lahmacun sadece bir yemek değil, bizim kültürümüzde paylaşmanın ta kendisidir.
Kısacası lahmacun içi hazırlamak, mutfakta sabırla ve özenle yoğrulan bir gelenektir. Taş fırına girmeden önce mutfağımızda başlayan bu yolculuk, sofrada dostlukla tamamlanır.