Turgay Kılıç

Bu meslekte öğretmen de var mühendis de… Onlar özel güvenlik görevlisi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son zamanlarda şartlar ağırlaştıkça, emekçilerin ve işçilerin üzerindeki baskı da bir o kadar artıyor. Ve bu baskıları fabrikada çalışan bir işçi, otomotiv sektöründeki bir mavi yakalı, mağazadaki bir satış danışmanı, kafedeki bir garson, bir kurye, bir müşteri hizmetleri sorumlusu, çağrı merkezi personelinin yanı sıra; özel güvenlik görevlileri de yaşıyor.

Baskıların ortak sebebi ise, daha az maaş, daha fazla iş gücü. Sektörler birbirinden farklıyken, bu ortak paydaşta aynı sorunlar dile getiriliyor, aynı sorunlar üzerinde durulduğu görülüyor. Malum Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri haline geldi, ‘ağır iş yükü, az maaş.’ Bu da emekçinin, işçinin geçimini bayağı zorlaştırıyor.

Mevcut sistem ise, bu konuda ipleri yine patronların eline vererek, emekçinin belini kırıyor.

Kanun dahi onları koruyamıyor

Saydıklarımdan sadece Özel güvenlik personelleri kanunla (5188 sayılı) çalışıyor. Buna rağmen personeller aynı dertten yakınıyor, ortak sorunlar üzerinden haykırıyor. Ve sadece aynı dertten de değil. Ek olarak da duydukları hakaretler, tehditler de bunlardan birkaçı. Diğer sektörlerdeki personeller de hakaretlere maruz kalıyor, tehditler alıyor. Oysaki özel güvenlik personeli, bir kanuna tabii çalışıyor.

Özel Güvenlik nedir?

Özel Güvenlik görevlisi, bulunduğu şirket, okul, havalimanı, adliye, AVM gibi tüzel veya devlet ile şahsilerin güvenliğini sağlamakla yükümlü kişilerin genel adına denir. Özel Güvenlikten önce, bu yerlerin korunması ‘Jandarma‘ya aitti, polise devredildi ve sonra Ön lisans bölümünden ‘Özel Güvenlik ve Korumabölümleri açıldı. Bu da çare olmayınca işsizliğin önüne biraz daha geçilmek için 3 haftalık kurslar açıldı, kurs eğitimiyle silahlı ve silahsız eğitimlerin yanı sıra yangın, doğal afet, hukuk, koruma… gibi alanlarda eğitimler veriliyor. Eğitimini alıp, sahaya inen personeller, öğrendikleri ve yaşadıkları arasındaki bağı kuramıyor; farklı işleyişle karşılaştıklarını anlatıyor.

‘Ağlayarak soğuk yemek yedim’

Özel güvenlik personelleri, isimlerinin gizli kalmasını isterken, yaşadıklarını içtenlikle, bazıları da sitem ederek anlatıyordu. Bir güvenlik personeli öyle şeyler yaşamış ki, ağlayarak soğuk yemek yediği o ânları dahi anlattı.

İsmini vermek istemeyen bir güvenlik görevlisi:

Ben haksız yere alışveriş merkezinden (AVM) mağazaya sürgün edildim. Güvenliğin dışında amelelik yapıyorum. Geri dönmek istediğimde almadılar ve hor görüldüm ve bir amir tarafından dolaylı yoldan tehdit edildim, sürgün edildiğim AVM dışında güvenliğin yanında onlar gibi amelelik yapmam isteniyor. Mağazada 8,5 saat ayaktayım. Yeri geldi soğuk yemek yedim, yeri geldi ağlayarak yedim o soğuk yemekleri.

Dış kapının dış mandalı gibi psikolojik baskı yapılıyor. Dolaylı yollardan yemekhane görevlisi kadını haklı bulup, beni haksız bulan yetkililer de oldu, beni haklı bulanlar da oldu. 

8 saat çalışıyormuşum, 12 saat çalışmıyormuşum; bana iyilik yaptıklarını söylüyorlar. Ben, sadece yemeğe gidiyorum, çay molasına gitmiyorum 3 haftadır. 

Arkadaşlarım var, AVM’den tanıdığım. Onlarla görüşmeyecek, konuşmayacakmışım. Görürlerse gerekli işlemler yapılacakmış.”

Bu sadece bir özel güvenlik görevlisinin yaşadıkları. Buna benzer belki binler, belki milyonlar var. Ben, ulaşabildiklerimi dinledim.

Bir diğer görevlilerin anlattığı ise, çok farklı. AVM’de kapıda müşterilerin girişi esnasında çantalarının X-ray cihazına koymasını rica eden bir personele karşın, “Nereye giriyoruz ki? Havalimanı mı, adliye mi?” bağırışlarına maruz kaldıklarını anlatıyor.

‘Matkap bu, sana lazım mı?’

Bir başka erkek müşteri, AVM’nin kapı girişinde bekleyen bir kadın özel güvenliğin ‘O ne beyefendi?‘ sorusuna şöyle cevap veriyor: “Matkap bu, sana lazım mı?”

Bu sözler karşısında şoke olan kadın özel güvenlik görevlisi, üstlerinden baskı ve şikâyet almamak için sadece susmayı tercih ediyor, yüzü ve gözleri kızararak.

‘Size para kazandırmaya geliyoruz’

Başka bir güvenlik görevlisinin, duyduğu hakaret ise şöyle: “Biz, buraya size para kazandırmaya geliyoruz. Biz olmazsak siz aç kalırsınız.”

AVM’nin lüks ve modern yaşamıyla bütünleşen bazı müşteriler, kapıda görevlerini yapmaya çalışan güvenlik personeline böylesi bir hakarette bulunması, çalışan görevlileri bayağı üzmüş. Üstlerinden ve AVM, mağaza, site, şirket yöneticilerinin kurallarına uyması talimatıyla hareket eden özel güvenlik personellerinin yaşadığı hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor.

‘Bizler de bombacıya benziyoruz zaten’

Bir diğer güvenlik personeli, bebek arabasıyla gelen bir ailenin, bebek arabasının kontrol edilmesi sebebiyle durduruyor. Bebek arabasının aranması gerektiğini söyleyen özel güvenlik personelinin aldığı yanıt şaşırtıcı: “Bebek arabasında bomba var, bizler de bombacıya benziyoruz zaten.”

Buna maruz kalan personel ise, yine sessizliğini ve sükunetini koruyor.

Oysaki talimatlarda bebek arabalarının tehlike arz etmesi sebebiyle yöneticilerin daha kuvvetli aranması gerektiği iletiliyor. Bu durum bazı müşterilerin hoşuna gitmiyor ki, karşılık olarak üst perdeden sözlerle görevini yapmaya çalışan güvenlik personellerine hakaret eden, ezmeye çalışan bir tavırla karşılık veriyor. Güvenlik personeli, karşılık verecek pozisyonda olmadığı için, sadece susmayı, sakinliğini korumaya çalışıyor. Yoksa o yetmeyen asgari ücretinden de olacağından bahsediyor.

Kimler var bu meslekte?

Özel güvenlik görevlileri içinde öğretmen de var, mühendis de var, iç mimar da var… Çokça üniversite mezunu ve iş bulamayan, atanamayan gençlerle dolu. Okumayı yarım bırakmış, bu işe girmek zorunda kalanlar da var. 5188 sayılı kanuna tabii güvenlik görevlileri; kanun dışında patronun arabasını yıkayan da var, otoparkçılık yapan da var. Kâğıt üzerinde sadece güvenlik görevlisi olarak geçiyorlar; ama onlar aslında yöneticinin, müdürün her dediğini, her istediğini yapmak zorunda olan personeller.

AVM mi?, Adliye mi?, Havalimanı mı?

Bir özel güvenlik personeli, AVM görevli olduğu süreçte müşteriler yaşadığı acı dolu ânları şöyle ekliyor sözlerine:

Sıkıldık artık insanların bize karşı saygısızca davranmalarından. Adliye ve Havalimanında görevli özel güvenlik personeline gösterdikleri saygıyı, bize de göstersinler istiyoruz. Oradaki kişiler ile bizler aynıyız. Bizler de onlar gibi güvenlik görevlisiyiz. Ve bunu biz kendi başımıza yapmıyoruz? Bulunduğumuz şirketin, sitenin, AVM’nin yöneticileri bizden ne isterlerse; onu uyguluyoruz.”

‘Yetkimizi sorguluyorlar’

“AVM’lerde çantalarını X-ray cihazına koymalarını söylediğimizde, ‘Burası Adliye mi, havalimanı mı?’ diye bize bağırıyorlar. Bizim onlardan farkımız yok ki? Bizler de güvenlik görevlisiyiz. Üst arama el dedektörü ile arama yapma yetkimiz olmasına rağmen, müşteriler bu konuda yine üst perdeden, aşağılayıcı tavırlarla karşılık veriyorlar. 

Adliye binasına giren bazı insanlar; kapı girişindeki güvenlik görevlisini gördükleri anda, polis kontrol noktası görür gibi davranıyorlar. O havaya bürünüyorlar. O saygıyı bize de duymalarını gerçekten artık istiyoruz.”

‘Adliye’ye girdiğimiz gibi mi gireceğiz?’

Aynı soruyu yanıtlayan ve ismini vermek istemeyen güvenlik görevlisi, “Buraya adliyeye girdiğimiz gibi mi gireceğiz?” sorusunu ise, aynı şekilde, “Evet, buraya adliyeye girdiğiniz gibi gireceksiniz!” diyerek yanıtlıyor.

Oysaki o talimatı veren özel güvenlik personeli veya güvenlik amiri değildir; AVM’nin yöneticilerinin aldığı ortak karardır. Bu da sorgulandığında, ‘güvenlik açığının oluşmasını engellemek‘ yanıtı geliyor.

Üstlerinden hakaret yiyen de, baskı gören de, tehdit edilen de var. Karanlıkta kalan güvenlik personelleri, aslında kolay gibi görünen işlerinde, birçok baskı ve hakaretler ile günü bitiyorlar. Kimisi 8 saat, kimisi 12 saat ile asgari ücret veya asgari ücretin biraz üzerinde çalışıyor, yaşadıkları da cabası…

 

Bu meslekte öğretmen de var mühendis de… Onlar özel güvenlik görevlisi

Yorumlar kapalı.