Duygusal ve/veya fiziksel boşlukları doldurma ihtiyacının sonucu: ALDATMA
İlişkiler çoğu zaman duygusallıkla başlar. Heyecan, tutku, arzu, aşk, sadakat, sevgi, özlem… Ancak ilişki her zaman aynı kalmaz, başladığı gibi devam etmez. Zamanla duygular azalabilir veya yerini başka bir duyguya bırakabilir. Yaşanan duygular ne derece yoğun olsa da her zaman aynı şiddette hissedilmesi imkansızdır. İlişkinin sürmesini sağlayansa duyguların hep aynı yoğunlukta yaşanmasını beklemek değil bu duyguların değişebileceğini, duygulardaki inişler ve çıkışların ilişkinin bir parçası olduğunu kabul etmek ve duygularımızın dönüşümüne olumlu katkı yapabilmektir.
İlişkide partnerlerin birbirlerine karşı beklentileri kusursuzluk içerdikçe ilişki içinde bir şeyler hep eksik kalır. Partnerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamasını beklemek, ona en iyi eş, en iyi dost, en iyi ebeveyn gibi roller atfetmek her iki taraf içinde gerçekçi olmayan beklentilere ve sorumluluğa yol açar. Bu da ilişkileri sadakatsizliğe götüren sürecin parçalarından biridir.
Aldatma, kişinin hayatındaki duygusal ve/veya fiziksel boşlukları doldurma ihtiyacının sonucudur.
Nasıl ki bir insanın birdenbire alkolik olması, iflas etmesi gibi durumlar söz konusu değilse aldatmanın da bir anda başlaması beklenmez; aldatmada aşamalı bir tükenme söz konusudur. Her ilişkide aldatma öncesi bir takım sinyaller fark edilebilir, bu sinyalleri fark etmeye başlayınca yaşanan sorunları çözmek için çaba göstermek, çabanın yetersiz kaldığı durumlarda destek almak önemlidir.
Evlilik içerisinde yaşanan aldatma krizi her iki taraf içinde yıpranmaya yol açar. Aldatmanın yarattığı travma etkisi kişilerin olumsuz duygularının şiddetlenmesine ve akabinde ruhsal problemlerin gelişmesine neden olabilir.
Herkesin aklından geçen soru: Bir insan neden aldatır?
Aldatılan insanın zorlu bir süreçten geçtiğini ve hayal kırıklıkları yaşadığını hepimiz biliyoruz. Ama asıl merak ettiğimiz aldatılan insanın değil aldatan insanın psikolojisi oluyor genellikle. Aklımıza direkt “bir insan bunu neden yapar, neden aldatır” soruları geliyor. Üstelik hiç beklemediğimiz, tarafların birbirlerini çok sevdiğini ve karşılıklı güvenin olduğunu düşündüğümüz bir ilişkide aldatma durumu yaşandığında bu soruları ardı sıra daha pek çok soru takip ediyor. Aldatma psikolojisi üzerine konuşacak olursak, aldatan insanın psikolojisini potansiyel olarak birkaç şekilde örnekleyebiliriz.
İlişkide yaşanan bazı problemler ve bu problemlerin çözülememesi sonucu bireyler hayal kırıklığı yaşayabilir. İlişkileri istediği gibi ilerlemeyen, ilişkilerine dair gelecek kaygıları olan ve sorunlarla yüzleşmek yerine partneriyle çatışmadan kaçmayı tercih eden kişiler bu durumlarda aldatmayı bir kaçış yolu olarak görebilirler. Bazı kişiler ilişkideki kontrollerini kaybettiğini düşündükleri için de aldatmaya yönelebilirler. Kontrolü kaybettiğini düşünen kişi kendisini umutsuz hisseder fakat sorun yaşamamak adına duygularını partneriyle paylaşmaktan kaçınırlar. Bu noktada kendilerine aradıkları rahatlık ve güven ortamını sağlaması için başka bir ilişkiye yönelebilirler. Pasif-agresif kişilik yapısına sahip bireyler içinse aldatma bir tür intikam aracı olabilir. Partneri tarafından aldatılan veya başka bir şekilde ihanete uğrayan kişi kısasa kısas anlayışıyla partnerinden bu şekilde intikam almak isteyebilir.
Otorite ve kontrol problemleri de en yaygın aldatma sebeplerinden biridir. Bazı insanlar otorite figürünün altında olmaktan rahatsızlık duyar. Böyle bir insanın partneri kendinden daha baskın ve otoriterse, kişi güç ve kontrolü kendi eline alabilme ve durumu eşitleme arzusuyla partnerini aldatabilir. Böyle kişiler için aldatmak, partnerine hala gücün ve kontrolün kendisinde olduğunu göstermenin bir yolu olabilir. İlişkilerinde yeterince saygı görmediklerini, sağlıklı bir denge kuramadıklarını hisseden kişilerde bu dengeyi sağlamak ve saygıyı aramak için farklı ilişkilere yönelebilir. Partneri ile sevgi dili farklı olan bireyler, ilişkide sevilmediğini hissettiği durumda, kendisini daha iyi anladığını hissettiği ve sevgi dili aynı olan başka biriyle partnerini aldatma eğiliminde olabilir.
Bunların yanısıra aldatma kişilik sorunlarının da bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Düşük benlik saygısına sahip veya narsist eğilimleri olan kişiler ilgi arayışında olabilirler. Bu ilgi arayışının sonucunda partnerlerini ilgi gördükleri başka biriyle aldatmaya yönelebilirler. Çözülmemiş çocukluk problemleri ve travmaları da ilişkilerde aldatmanın bir sebebi olarak görülmektedir. Çocuklukta başından negatif ve travmatik olaylar geçen kişi, yaşadığı ilişkide bağlanma, güven ve sadakat problemleri yaşayabilir.
İlişkide hiçbir problem olmadığı halde, tamamen sağlıklı bir ilişki içerisinde de aldatma görülebilir. Bunun sebebi kişinin risk alma davranışından hoşlanıyor olması ve bu davranışı dengelemekte problem yaşaması olabilir. Böylelikle kişi fırsat bulduğu durumda aldatmaya yöneliyor olabilir.
Yorumlar kapalı.