Salih Genç

Kavuşan Biz Olduk

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ruhun iki dudağımın arasındaki nefeste gizliymiş.

Yalnız, beraber ruh üflenirmiş iki kişi isteyince.

Biz ruhumuzu bulduk. Can olduk.

Kalbimin sesine kulak verdim belki de ilk defa…

Koştum geldim.

Biliyordum da bu kadar huzur bulacağımı, şahit olmak istiyordu bedenim.

Yüzüm değil, gözlerimde gülmek istedi ilk görüşte.

Daha çok şeylere de şahit oldu bu gözler.

Titreyen bedenini, çocuk gibi çırpınışlarını.

Sevgi, insanı bu kadar özgürleştirebiliyor muydu?

Ruhu bedenden ayırmasına ne demeli.

İçinde yanan hasreti gördüm.

Özlem, hasret hepsi bir sarılmaktan ibaretmiş.

Dokundum hepsi dinsin istedim.

Dokunmak, ellerimi götürmek yüzüne.

Nefesimi dudaklarına vermek.

İşte o an kazanan hasret değil.

Kavuşan biz olduk.

Ben anladım ki senin yanın benim yuvam.

Baktığım her yerde seni görür seni işitir ve seninle yaşıyor gibi gülüp hayal kurduğumdan beri…

İmkanlar ne kadar zor olursa olsun.

Ben artık hayalinle yaşayamıyorum.

Kollarında bir ömür sürmeye, alnının yazısı olmaya geldim.

İlk günden bu yana aşkının arkasında duran. Sabreden.  Yaralarımı saran sonra da kalbimin yeniden atması için kuş gibi çırpınan ve aşkına dahil olmamı bekleyen güzel yürekli bir adama aşık olmam.

Başıma gelebilecek en güzel şeydir.

Şimdilerde kıymetini bilip, ona sunacak bir aşkım.

Her şeyimle bağlanacak bir canım var.

Öyle bir sayfa açıyorum ki.

Hikayenin sonunu düşünmeden…

Her cümlesinde seni anlatıyorum.

Dudaklarımın dokunduğu her noktayı tanıtıyorum.

Dokundukça ısınan tenini,

Avuçlarımın içindeki ellerini,

Sardığım bedenini,

Gözlerindeki tutkuyu,

Nefesimdeki kayboluşunu anlatıyorum…

Arzularımızın eş olduğu anları,

Kaybolup gittiğim beni.

Sonunda göğsümdeki seni…

Kavuşan Biz Olduk

Yorumlar kapalı.