Bazı çocuklar, dünyaya diğerlerinden farklı bir bakış açısıyla gelirler. Sanki evrenin sonsuzluğunun ve insanlığın muazzam potansiyelinin farkındadırlar. Bu çocuklar, benlik algılarının ötesine uzanan bir bilinçle, kendilerini büyük bir resmin tamamlayıcı parçaları olarak görürler. Bu bilinç, onları durdurulamaz bir mükemmeliyet arayışına sürükler.
Onlar için her şeyin en iyisi, en doğrusu ve en mükemmeli önemlidir. Bu arayış, dışarıdan kibirli bir davranış olarak algılanabilir. Fakat bu çocukların kibirli bir egodan beslendikleri gerçeğinden uzaktır. Onlar, içlerinde taşıdıkları potansiyelin büyüklüğünün farkındadırlar ve bu potansiyeli en iyi şekilde kullanarak dünyaya katkıda bulunmak isterler. Bu istek, onları durmadan öğrenmeye, gelişmeye ve sınırlarını zorlamaya iter.
Mükemmellik arayışları kolay değildir. Hemen her adımda engeller, zorluklar vardır. Bu çocuklar, hatalar yapar, yorulur, hayal kırgınlıkları yaşar lakin bir özellikler vardır ki onlar asıl başarıya ulaştırır. İşten o özellik inanç ve tutkuyla pes etmemeleridir.
Bu Sıra dışı çocuklar, tıpkı tohumdan filizlenen bir fidan gibi, içlerinde taşıdıkları potansiyeli filizlendirerek dünyayı güzelleştiren mucizelere dönüşürler. Onların hikayeleri, bize ilham verir, sınırlarımızı zorlamamızı ve en iyi versiyonlarımız olmak için çabalamamızı teşvik eder.
Unutmayalım ki, her birimizde de bu olağanüstü potansiyel gizlidir. Yeter ki inanç ve tutkuyla pes etmeden, mükemmeliyet arayışımıza devam edelim. Belki de bir gün biz de, bu sıra dışı çocuklar gibi dünyayı değiştiren eserler yaratabilir, insanlığın ilerlemesine katkıda bulunabiliriz.
Çünkü her birimiz, evrenin bu sonsuz hikayesinde, büyük bir resmin paha biçilmez bir parçasıyız.
Yorumlar kapalı.