Haldun Çıray

Zam,enflasyon, neticesiz kontrol

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu hafta konumuz memurlara yüzde kırk dokuz yirmi beş maaş zammı, işçilere yüzde otuz yedi elli yedi maaş zammı. İnsanın aklına takılıyor. Ak parti iktidarı sosyal kurumların tümünü (emekli sandığı, sosyal sigortalar, bağ kur) birleştirmiş sosyal güvenlik kurumu olarak tek çatı altında toplamıştı. Peki o zaman bu kurumları ayrı ayrı sayarak ayrı ayrı maaş zammı yapmak neyin nesi? Konu burada kalmıyor ekranlarda SSK ve BAĞ-KUR’lular için ek zam olacak mı? Başlıkları yer almaya başladı ve bu konu her gün, her haberde, her televizyonda görülecek. Şimdi her kişi de SSK veya Bağ-Kur’lu olarak ekranların peşinde olacak. Yapılan zamlar maşallah hedefe ulaştı.

Ticaret Bakanlığı kontrollere devam ediyor, fahiş fiyatları durduruyor. Nasıl? Hiiiç bakarak. Bu gün sadece araç yıkama ücretlerine şahit olanlar oldu. En kenar semtte 400 liradan aşağı yıkama yok, 550 ve 650 liraya ulaşmış yıkama ücretleri. Fasulyeye bakan devlet kapalı paketlerdeki fiyatlardan anlıyorsa hizmet ücretlerinden de anlamalı. KDV denilen vergi için ölçülebilir vergi olarak gelirlerin tespitinde önemli materyal deniliyor. İyi madem bu konular nasıl kontrol ediliyor. Kısa yoldan KDV beyanlarından gelirlerin hesabına bakılarak matrahlar bulunup nal bedellerinin toplamı ile ne kadar fark oluşuyor bulunmaz mı? 650 TL ve daha yüksek araç yıkama ücretlerinde yasal kar sınırlarına ne kadar uygun fiyatlar olup olmadığına bakılıyor mu? Park ücretlerinden ne haber? Bu ücretlerde makbuz kesiliyor mu? Lokantaların kapılarında listeler eskiden beri vardı şimdi de var ve ilgi çekiyor, neden çünkü devlet bu fiyat listelerine bakın ki bilerek müşteri olun dediği için. Tamam şimdi ciddiyetle bu listelere bakılıyor ilgililere sorular soruluyor sonra müşteri olunuyor. Ancak fahiş fiyatlarda değişme yok. İki kişi yemek yiyorlar 1300-1400 liradan bir kuruş aşağı yemek yok. Konu şu piyasa kontrolsüz, almış başını gidiyor. Çünkü 1300-1400 liraya yenilen yemek tutarını kim kontrol ederek isabetli buluyor hiç kimse. Aslında devletin böyle bir kontrol yapabilecek imkanı yok çünkü ipin ucu yıllardır kaçık. Kontroller güdümlü kim ve ne konuda kontrol edilecekse kim ve neresi işaret edilmişse o yapılıyor ancak yapılan kontroller de ehliyetli liyakatli bilenlerle yapılmıyor. Bu nedenle cezaların haklılığı tartışılır.

Enflasyonda faiz, altın, döviz üçlüsüne takılıp bu üçlü ile oynamak suretiyle enflasyonu kimse durduramaz. Ekonomide gelir vergi, fiyat, maliyet, üretim, istihbaratı kayıp olduğu için kimse bilimsel fikir üreterek şöyle veya böyle olmalı veya yapılmalı diyemiyor. Fikir oluşturacak liyakatli ekonomistler ve bilim adamları bir tek saygı duyulacak gerçek bir bilgiye, rakam, gelişme, üretim, sermaye, mal ve mal hükmündeki materyallere sahip değil. Şimdi şöyle diyelim oltu kebabının bir şişi 200 tl bu başka bir malda olabilir ama örnek Oltu kebabı dedik devam edelim. İki kişi asgari 4 adet Oltu kebabı yesin bir salata veya iki ayran içsin kaç para eder bakın Oltu kebabı 800 salata iki ayran veya iki su 1300 lira çıkıverdi. Peki SSK, Bağ-Kurlu’ya yapılan zam ne kadar? İşleri ehline vermek gerek denilse de kim ehil onu bulamıyoruz gibi geliyor. Şu anda bir çift ayakkabı boyası 200-250 lira, berberde saç traşı 250 liradan 450’ye çıkmış, insanın içinden bunların ölçüsü ne? Kim bu fiyatları veriyorsa ölçüsü ne acaba? diyesi geliyor. Konuyu detaylandırmak mümkün, bu konudaki fiyatları esnaf odalarından ve hangi kuruluş ise oradan almak mümkün. Yetkililerin işi ne? Gidip alsın, gerekçeleri tek tek öğrensin, bu kesimdeki ağlamalar yerine maliyete baksın tabi biliyorsa. Sanki başı boş toplum olduk gibi her ifade palavra olarak nitelendiriliyor. Toplumsal güven az falan değil hiç yok. Sigorta kurumları kafasına göre takılıyor ki oda facia çünkü dava açmak isteyen bir kişi git gel avukat ücreti dahil sair masraflar ve bitmeyen ertelemeler insanı canından bezdirir halde birde garip kararlar ile karşılaşmak da olası diye iddialar yoğun. Önümüzdeki süreçte kişiler, kurumlar arasında anlaşmazlıklar düğüm haline gelirse şaşmamalıyız.

Bir dahaki yazıda diğer fiyatlar nasıl onlara da göz atarız. Bir kurum bu kurumda bir adına müdür denilen bir kişi üreticiden 295 lira fiyatla zeytin yağı alacağını ilan eder de fiyatların uçmasına sebep olursa, ne yaptığı sorulduğunda 295 lira demedik 165 lira açıkladık diyorsa çok ayıp. Bir de bu ifadesini yetkililerin göz bebeğine bakarak söyleyebiliyorsa koca kurumun başında biri atılmış diğeri sıfır liyakatli bir başkanın ekibi ve benzer ekipler ile mi enflasyonun önüne geçeceğiz? Ey devlet kafayı kumdan çıkarmalısın yoksa iyiye yol almıyoruz. Yazık.

Zam,enflasyon, neticesiz kontrol

Yorumlar kapalı.