Av. Çiler Nazife Koşar

Katilini Tanı Kendini Korumaya Al!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) raporuna göre; 2023 yılının ilk 10 ayında 350 kadın, erkekler tarafından katledildi. Yaşamını yitiren 107 kadının ölüm nedeni “şüpheli ölüm”, 243 kadının ölüm nedeni ise “kadın cinayeti” olarak kayıtlara geçti.

Kadınların büyük çoğunluğu toplumda, “en güvenli yer” olarak nitelendirilen evlerinde öldürüldü.

Raporda, hayatını kaybeden 350 kadının 141’nin evli olduğu belirtilirken, 86 kadının bekar, 19 kadının boşanmış, 11 kadının da dini nikahlı olduğu aktarıldı. 93 kişinin medeni durumu ise bilinmiyor.

Kadınlar en çok silahlarla öldürüldü.

İstatistikler, cinayete kurban giden kadınların en fazla silahla, geri kalanının kesici aletle ya da boğularak veya yakılarak öldürüldüğünü gösterdi.

Kadına yönelik şiddette 2023 yılı tablosu savaş bilançosunu aştı.

Öldürülen kadınların 112’si birlikte ilişki yaşadığı kişiler tarafından katledildi. 107’sinin şüpheli ölüm olduğu, 55’inin boşanmış veya ayrılma aşamasında olduğu kişiler tarafından, 39’unun aile içinden biri, 23’ünün ise tanıdığı erkek tarafından öldürüldüğü tespit edildi.

Diğer bir ifadeyle bu ölümlerin yüzde 60’ı aile içi şiddet sonucu gerçekleşirken, yüzde 20’si intihar, yüzde 10’u cinayet ve geri kalanı ise trafik kazası ve diğer sebeplerden kaynaklandı. Şüpheli kadın ölümlerinde failin yüzde 70’i mağdurun eşi veya eski eşi, yüzde 15’i aile yakını, yüzde 10’u tanımadığı kişiler ve geri kalanı ise diğer kişilerden oluşuyor.

Bu olayların büyük bir çoğunluğu fiziksel şiddet (yüzde 65) olarak gerçekleşirken, psikolojik şiddet (yüzde 20), cinsel şiddet (yüzde 10) ve ekonomik şiddet (yüzde 5) de istatistiklerde yerini aldı. Kadına yönelik şiddet olaylarının en çok yaşandığı yerler arasında evler (yüzde 50), sokaklar (yüzde 30) ve işyerleri (yüzde 15) öne çıkıyor.

Şikayetler ciddiye alınmadı.

Kadın cinayetlerini durduracağız platformu verilerine göre, 2023 yılında öldürülen kadınların pek çoğunun emniyet birimlerine giderek, şiddete maruz kaldığını veya ölümle tehdit edildiğini ihbar ettiği öğrenildi.

Fakat sonuçlardan da görüldüğü üzere, halkın can güvenliğini sağlamakla yetkili birimler, gerekli tedbirleri almadığı için kimi kadınların parçalanmış cenazeleri bulundu, kimileri ise çocuklarının gözü önünde öldürüldü.

6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 11 ili etkileyen iki depremin ardından özellikle konteyner ya da çadır kentlerde yaşayan kadınlar için de erkek şiddeti değişmedi. Depremden 5 ay sonra iki farklı zamanda saha çalışması yaparak bir rapor hazırlayan Mor Çatı, kadınların aradan geçen zamana rağmen temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığını, şiddetten uzaklaşmak için destek alabilecekleri mekanizmaların ulaşılabilir olmadığını raporladı.

TTB tarafından kısa bir süre önce yayınlanan rapora göre ise kadınlar bölgede sağlık haklarına erişemediği gibi, örneğin sadece Hatay’da şiddet sebebiyle Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne gelen 2 bin vaka bulunuyor.

Kadına yönelik erkek şiddeti tüm dünyada büyük bir sorun. OECD verileri “hayatlarında en az bir kere eşi veya sevgilisinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalan kadınların oranını” gösteriyor.

Resmi verilere göre gerek Avrupa ve OECD ülkeleri gerekse G20 üyeleri arasında kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke maalesef Türkiye. Türkiye zirvede yer almasına rağmen birçok Avrupa ülkesinde de kadına şiddet oranının yüksek olması dikkat çekiyor. Buna göre Letonya ve Danimarka’da kadına şiddet oranı yüzde 32. Bu oran Finlandiya’da yüzde 30 ve İngiltere’de yüzde 29.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ardından Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele tartışma konusu olmaya devam ediyor.

İnsan Hakları Derneği’nin “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 Kasım 2022 ve 1 Kasım 2023 Tarihleri Arası Kadına Yönelik Şiddet Raporu” verilerine göre; en çok Diyarbakır, Antep ve Urfa’da kadın cinayetleri işlendi.

Rapora göre bu bir yıllık süreçte:

  • Bölgede en az 34 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
  • En az 7 kadın intihara sürüklenerek yaşamına son verdi.
  • Bölgede aile içi şiddet sonucu en az 37 kadın yaşamını yitirirken, en az 7 kadın yaralandı, en az 1 kadın ise cinsel saldırıya uğradı.
  • Bölgede toplumsal alanda şiddet sonucu en az 8 kadın yaşamını yitirirken, en az 9 kadın yaralandı.
  • Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, en az 7 kadın intihar, en az 45 kadın ise aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu katledildi. 34 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
  • Bölgede en çok Diyarbakır, Antep ve Urfa’da kadın cinayetleri gerçekleşirken, kadınlar mekânsal olarak en çok ev içinde katledildi.
  • Şüpheli kadın ölümleri en çok Hakkari, Van ve Urfa’da gerçekleşti.

Ülkemizde kadın cinayetlerinin, kadına ve çocuklara yönelik şiddetin ve cinsel tacizin önüne geçilmesi adına yasal olarak birçok adım atılmışsa da, aslında hiçbiri maalesef ki bu eylemlerin tam olarak önünü kesemedi. Kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi adına atılan adımlardan biri de, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 2018 yılından bu yana kullanılmakta olan ‘KADES’ isimli telefon uygulaması. KADES, kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz gibi kötü eylemleri biraz da olsun engellemek adına kullanıcılara sunulmuş resmi bir uygulama. KADES uygulaması, son yıllarda giderek artan kadına yönelik şiddet olaylarının önüne geçebilmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla geliştirilmiş.

Eşinden veya bir başkasından şiddet gören ya da şiddete maruz kalma ihtimali olan kadınlar, akıllı telefonları üzerinden yapacakları ihbarlarda hızlı bir şekilde bu iş için kurulan Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne ulaşabiliyorlar. Şiddet mağduru kadınlarımıza bir nebze olsun yardımcı olmak adına, bu uygulamaya ilişkin açıklayıcı bilgiler vermekle birlikte, kadınlarımızın şiddet karşısında hiçbir zaman sessiz kalmaması gerektiğini önemle belirtmek isterim.

 Kadın Destek Uygulamasını (KADES) nasıl kullanabiliriz?

Bunun için akıllı telefonlarımıza, IOS ve Android marketlerden kolaylıkla “KADES” uygulamasını indirmemiz, isim – soy isim, TC kimlik no, doğum yılı ve telefon numarası ile uygulamaya girmemiz ve sonrasında da Emniyet Genel Müdürlüğü serverlarından gelen aktivasyon kodu ile uygulamayı aktif hale getirmemiz gerekiyor.

Uygulama bu şekilde kurulduktan sonra, acil bir durum ile karşı karşıya kaldığımızda, konum bilgisini açıp uygulama ekranında bulunan “Acil Destek” butonuna dokunarak ihbarı gerçekleştirilebiliyoruz. Bu şekilde ihbarda bulunulmasıyla, en yakın polis ekibi kısa süre içerisinde olaya müdahale ediyor.

Her ne kadar bu uygulamaya ilişkin yurdun çeşitli yerlerinde yetkililer tarafından broşürler dağıtılmakta ise de, kadınlarımızın bu konuda daha fazla bilgilendirilmesi ve bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

İçişleri Bakanlığı, 24 Mart 2018 tarihinde hayata geçirilen KADES uygulamasının kuruluşundan bu yana 453 bin 12 kadının indirdiğini ve 30 bin 601 kadının da şiddet ihbarında bulunduğunu açıklamış.

Bu kapsamda, bugüne kadar, uygulamanın 30 bin kadınımızın hayatını kurtardığını söylememiz mümkün.

Bunun yanı sıra İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile ilgili olarak, birçok kadın derneği tarafından, kadın cinayetlerinin yaşanmasında bu sözleşmeyi tartışmaya açanların sorumluluğunun bulunduğundan bahsediliyor. Ancak tüm bunlar, “Kadının beyanı esastır” düşüncesinde olduğumuz anlamına gelmemeli. Burada ifade etmeye çalıştığımız husus, talep edilen koruma kararının önleyici nitelikte olması nedeniyle, şiddete uğrama tehlikesi olan kişi şiddete uğramadan bunun önüne geçilmesini sağlamak.

Bu noktada ise, şiddete uğrama ihtimali olan kadının şiddete uğramasındansa, şiddet uygulama ihtimali olan kişiye karşı yaptırımlar uygulanması daha ağır basıyor. Dolayısıyla kanımızca, fiziksel/psikolojik şiddete uğradığını iddia eden kadına karşı, yargı yerlerince en azından bir kereye mahsus olmak üzere talebi doğrultusunda koruma kararı verilmesi gerekiyor. Zira, aleyhine koruma kararı alınan kişinin de bu karardan haberi olacağından, böylelikle kararın en azından caydırıcı nitelikte olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi

Toplumsal bir sorun olan kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında, şiddet mağdurları hakkında koruyucu tedbir, şiddete başvuranlara ise “6284 sayılı kanun” kapsamında önleyici tedbir kararları alınabiliyor. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında alınan koruma ve tedbir kararları “caydırıcı” nitelikte olup, bu tedbir kararlarına aykırılık halinde, hâkim kararıyla şiddet uygulayan kişiye kısa süreli zorlama hapis cezası da veriliyor. Bu sebeple, kadına yönelik şiddette oldukça önemli bir yeri olan bu kanun ile kadınlarımızın veya şiddete uğramış ve/veya uğrama tehlikesi olan herkesin, kendisini koruma altına almasını tavsiye ediyorum. Böylelikle, şiddet uygulayan en basit haliyle mağdurun arkasında devlet gücünün olduğunu görmüş olacaktır.

Katilini Tanı Kendini Korumaya Al!

Yorumlar kapalı.