Atalay Dönmez

Sınır namustur

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sınır veya hudut; hükümetler, devletler veya bir ülkenin idari olarak birbirinden bağımsız bölümleri gibi politik varlıkların coğrafi bitiş noktalarını ya da yasal yetki alanlarını belirleyen bir terimdir.

Genelde biz Türk insanı olarak ülke sınırlarımız söz konusu olduğunda, bir hayli duygusal yaklaşırız olaya.  “Sınır namustur” der keser atarız. Haksız da sayılmayız. Elimizden alınıp paylaşılan topraklarımızı, çok zorlu bir mücadele sonrasında düşman elinden, ağır bedeller ödeyerek geri alan bir neslin torunlarıyız biz. Bu yüzden Türk insanının bu konuda haklı bir duyarlılığa sahip olması gayet normaldir.

Körfez savaşı sırasında ilki 1988, diğeri 1991 yılları olmak üzere iki büyük Irak göçü yaşadık. Saddam Hüseyin rejiminden kaçan Iraklı yaklaşık 500 bin sığınmacı o dönemde ülkemize kabul edilmişti. Yakın dönemde ise Arap baharının Suriye’ye ulaşması ile devlet başkanı Esad yönetimine başkaldıran, Esad mağduru Suriyeliler ilk olarak 2011 yılı nisan ayında ülkemize giriş yaptı. İlk zamanlardaki kontrollü geçişler, kaçanların sınırımıza yığılmaları ile kontrolden çıktı.

Bununla birlikte son yıllarda Taliban rejiminin Afganistan’da kontrolü ele geçirmesiyle binlerce kilometrelik yolu kat edip, İran üzerinden ülkemize yönelen Afganlar doğu sınırlarımızdan giriş yaptı. Bu sınır geçişleri hala devam etmektedir.

Ayrıca ülkelerindeki açlık ve susuzluktan kaçan Afrikalı sığınmacıları da düşünürsek ülkemizin tam anlamıyla bir mülteci cennetine döndüğünü görürüz. Kontrolsüz göçün, düzensiz göçmenleri yaşadıkları her ilin ve ilçenin bir köşesini tutmuş, devletten aldıkları maddi yardım ve sağlık desteği sayesinde bol bol ürüyorlar. Özellikle Suriyelilerin bayramlarda ülkelerine bayram ziyaretine gitmeleri, Türk insanının aklına şu soruyu getiriyor; “Ülkelerine gidip yakınlarıyla bayramlaşabiliyorlarsa, Neden geri dönüyorlar?”

Doğu ve güneydoğu sınırlarımız elek haline gelmiş durumdayken, son günlerde takip ettiğimiz kadarıyla, ülkemiz bir de yabancı menşeili mafya lideriyle doldu. Dünyanın birçok ülkesinin mafya liderlerine ev sahipliği yapıyoruz. Sırp, Hollandalı, Gürcü hatta yeni Zelandalı mafya liderleri ülkemizi mesken tuttu. Biz ülkeye yabancı yatırımcı bekliyoruz derken, bizi yanlış anladılar sanırım. Kısacası kendi Polat Alemdarlarımız yetmezmiş gibi elin mafya elemanları da ülkemizde cirit atıyor. Bir haberde gördüm Gürcü bir mafya lideri üçüncü kez ülkemizde yakalanmış. Adam bumerang gibi. Bizimkiler yakalayıp sınır dışı ediyor, bir şekilde yeniden ülkeye giriş yapıyor.

İşte tam burada sınırlarımızın güvenliğini sorgulama ihtiyacı hasıl oluyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir diyoruz. Diyoruz da büyük olmanın gereklerinden biri olan sınır güvenliğimizi sağlayabiliyor muyuz? Hani namus falan diyoruz ya.

Sevgiyle kalın dostlarım.

Sınır namustur

Yorumlar kapalı.