Atalay Dönmez

Ölüm hep bana mı düşer usta?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu hafta gençlere, yarınlara umutla bakmak, umutlarını asla yitirmemek üzerine bir şeyler yazmayı düşünmüştüm.

Günümüzde özellikle gençliğin en büyük sorunu umutsuzluk. Geleceğe olumlu bakamayan, ilk fırsatta ülkeyi terk etmek üzerine planlar kuran gençliğe buradan seslenip umutsuzluk yok, inanırsanız istediğinize ulaşırsınız diyecektim. Yarınlar hepinize güzel şeyler getirecektir, yeter ki umudunuz hep olsun diyecektim.

Diyecektim ancak Kuzey Irak denen o lanetli topraklardan kahreden haber geldi. Genç yaşta şehit olan evlatlarımızın kara haberi. Hani okullarında bitirdikleri bölümler ile ilgili iş bulamadıkları için uzman asker olarak teskere bırakmak zorunda kalan ve şehit olan gençlerimiz. Bir olmuş ya da on iki olmuş, sayı fark etmez. Hani hepsi bizim olan çocuklarımız. İşte onların kara haberi. Sonra kendime sordum, hangi gençliğe ne umudundan bahsedeceksin.

Başlarında kavak yeli esen yirmili yaşların tadına bile varamadan, belki hiç aşık olamadan, ardında tepelerine gökkubbe çökmüş bir ana baba bırakarak giden gencecik bu çocukları al bayrağa sarılı sandukalarda görünce hangi umuttan bahsedeceksin dedim kendi kendime. Adama sorarlar, “senin aklındaki umut nasıl bir şey dayı?” diye.

Gidenler hep gariptir. Bunu gerçek anlamda söylüyorum. Hep garibin garibanın çocuğudur gidenler. Bugüne kadar hiçbir kalantor çocuğunun şehit haberini duymadım. Hep Anadolu’nun izbe bir köşesinde yıkık dökük bir eve asılır o bayraklar. O evlere gider nedense askeri araç ve ardından ambulans. Hani hep dua ederiz ya, “Allah evlatla sınamasın” diye, işte hep o yıkık dökük sıvasız evlerin ahalisi sınanır nedense evlatlarıyla.

Ana baba hep sınanmıştır Anadolu topraklarında. Sarıkamış’ta sınanmıştır, Çanakkale’de sınamıştır, Kurtuluş Savaşı’nda sınanmıştır. Hiç bitmemiştir bu sınav. Son Kırk yıldır hala sınanmaya devam ediyor o ana ve babalar.

Kınamalar, telinler arka arkaya gelir kutsal saydığımız o meclisin çatısı altında. Ben kınadım sen neden kınamadın kavgaları siyasete meze olur. En zor ise babaların işidir. Yüreği yana yana musalla taşındaki evladının başında “Vatan Sağ Olsun” diyebilirse kahraman olur. Vay ki vay hesap soranın haline. Her şehit cenazesinde şu dizeler gelir aklıma, sevda ne yana düşer usta, sıla ne yana.

ÖLÜM HEP BANA MI DÜŞER USTA?

Sevgiyle kalın…

Ölüm hep bana mı düşer usta?

Yorumlar kapalı.