Mesut Nöbetçigil

Cehalet Mutluluktur

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Savunma mekanizması bizi geliştiren bazen bilinçli bazen bilinçsiz davranışlarımızdır. Ne gibi durumlarda, hangi savunma mekanizmamızı devreye soktuğumuz üzerine biraz kafa yorduğumuzda da kendimizi geliştirebilmemiz için yararlanabileceğimiz bir düzen. Ve bizim bu kendini geliştirme işine çokça ihtiyacımız var.

Algın çok açık, farkındalığın yüksek olduğunda birçok duyguya maruz kalıyorsun. Bütün canlıların birbirini yediği bu dünya, aslında korkunç bir yer. Dünyadaki bütün canlılar, yaşamak için birbirini yemekte. Metafor konuşmuyorum, gerçekten öyle acımasız bir dünyada yaşıyoruz. En son bizi de solucanlar yiyecek öldükten sonra. Düzen böyle kurulmuş. Baktığımızda, kötülük her yeri sarmış. Çok fazla kötü insan, çok fazla çıkar ilişkileri, onlar bunlar savaşlar vb. Biz bu algıyla geniş bakmaya başladığımızda kahroluruz. Yani yasayamayız bu dünyada. Dolayısıyla bazen alıcıları kapatmak lazım. İyice üç maymunu oynayalım demiyorum tabi ki ama kendimizi de korumamız gerekiyor. Yoksa hakikaten deliririz bu dünyada.

Aslında uydur kaydır konuşanları çok ciddiye almamak lazım. Ben onları hiç iplemem. Bu tarz konuşmalarda da niyet önemli. Sözler çok iyi niyetli de söyleniyor olabilir kötü niyetli de. Bunu görmeyeceksin çünkü sürekli bize saldıran zarar vermeye çalışan birçok insan olacak hayatımız boyunca. Soğukta üşüyorsan yani üç saniyede bir  “Çok üşüyorum çok üşüyorum çok…” diye mi gezeceksin? Hayır, tamam üşüyorum, de geç git ya da penguensen Norveçliysen bunu dert edinir misin? Hayat böyle mi ya?

Sosyal medyada bir yazı okuyoruz bir haber duyuyoruz, krizden krize giriyoruz. Oysa haber teyit edilmeden kendimizi koyuveriyoruz ya da açıkçası “başımıza neler gelecek” ihtimali üzerinden, paniklere giriyoruz.

Başına gelmemiş hiçbir şey için endişelenme, önce bir sakin ol. Ben şahsen başıma bir şey gelmeden üzülmüyorum. O kadar tehdit var ki… Hepsini ciddiye almak delirtebilir insanı. Hep mutsuz kalırsın. Dengeyi bulmak lazım. İster istemez hayatta öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki… Başına geliyor, tanık oluyorsun, duyuyorsun… Gitgide sonsuz açık kalbimizi gitgide kapatmaya başlıyoruz.

Coğrafya kaderdir, dedikleri belki de doğru. Her gün yeni bir üzüntü, yeni bir sıkıntı…  Bu sebeple günden güne kendimi kapatıp kendi iç dünyamda yaşamaya çabalıyorum. Bazıları için cehalet mutluluk olmaya devam ediyor. Duyarlısın her şeye dair bir fikrin var ama yıllar geçtikçe, olgunlaştıkça, büyüdükçe, şartlarla yüzleştikçe, gördükçe kalbini kapatmaya başlıyorsun.

Kendi kendimle çok eğlenir oldum coşkumu içimde yaşıyorum epeydir. Belki de çocukluktan gelen bir durum bir kalem biraz kâğıt bana yetiyor bazen.

Cehalet Mutluluktur

Yorumlar kapalı.