Mesut Nöbetçigil

Depreme tam olarak hazır mıyız?

Depreme tam olarak hazır mıyız?
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Maalesef, “Keşke hazırız” diyebilseydik. İstanbul örneğini ele alıyorsak, 1999’dan bu yana bilim insanları depreme hazırlanmanın gerekliliğini vurgulayarak tüm yönetimleri ve halkı uyarıyorlar. Bu uyarılara başlangıçta sıcak bakıldı, bazı adımlar atıldı, ancak sonra yüzeyde unutuldu. Hatırlarsanız, medyada “1999 bir milattır, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” gibi büyük laflar söyleniyordu. Ancak ne oldu? Unutuldu. Sonrasında bazı depremler hatırlattı ve gönüllü veya gönülsüz bir şekilde bir şeyler yapmaya başladık. Zaman zaman ciddi çalışmalar da gerçekleştirildi. İstanbul’da hiçbir şey yapılmadı demek doğru değil, ancak yapılması gerekenlere kıyasla yapılanlar çok az. Özü ve sözüyle ifade etmek gerekirse, İstanbul veya Marmara bölgesi olarak depreme hazır değiliz. Deprem en büyük ekonomik felakettir. Marmara bölgesinde beklenen deprem gerçekleşirse, özellikle Marmara bölgesi olmak üzere Türkiye çöküş yaşar; ekonomik bağımsızlığını ve siyasi bağımsızlığını yitirir. Sanayi olarak, ekonomi olarak büyük yıkım yaşarız. Depreme yeterince hazırlıklı değiliz. Bir an önce hazır hale gelmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde dünya ile ilişkimiz kesilir, birçok pazarı kaybederiz, yetenekleri kaybederiz, ekipmanları kaybederiz, rekabeti kaybederiz ve ihracat yapamayız; yani dünya ile ilişkimizi tamamen keseriz. Zaten ekonomik olarak çok güçlü bir ülke değiliz ve ekonomik sorunlarımız da ortada. Allah korusun, üzerine bir de deprem gelirse durumumuz daha da zorlaşır. Bu nedenle, ekonomik hazırlıkları önceden yapmalıydık.

Benim görüşüme göre, Marmara bölgesindeki sanayimiz kesinlikle yayılmalı, birçok sanayi Anadolu’ya taşınmalı ve iş adamları ile iş dünyası teşvik edilmelidir. Ayrıca, halkın İstanbul’dan kendi memleketlerine dönmesini sağlamak için teşvik ve yardımlar yapılmalıdır. Aksi halde gerçekten çok üzüleceğiz. Biz bütün yumurtaları aynı sepete koymuş durumdayız. Yakın geçmişte Güneydoğu’da yaşanan deprem sonrasına bakın, 11 ilde ekonominin çarkları durdu, üretim durdu, ekibin %40’ı depremde hayatını kaybetti ve geri kalanı bölgeyi terk etti. Şimdi onları geri getirmeye çalışıyorlar. İnsanlar pazarlarını ve müşterilerini kaybettiler, tüm dünya ile ilişkileri kesildi, ekonomik kriz başladı ve işsizlik arttı. Marmara bölgesinde deprem yaşanması halinde benzer bir durumla karşılaşırız. Tüm Anadolu’yu etkileyen bölge Marmara’dır. Eğer Marmara bölgesi ekonomik olarak durursa, Türkiye’nin ekonomik durumu ciddi şekilde etkilenir. Bu yüzden İstanbul’a, nüfus ve bina yoğunluğunu artıracak herhangi bir teşvik veya yatırım yapılmaması gerekmektedir. İstanbul’da yatırım yapmak için imar izni verilmemesi gerektiğine inanıyorum. Bu sadece deprem için değil, ileride bizi etkileyecek iklim değişikliği için de şimdiden planlama yapılması gerekmektedir. İklim değişikliği belki 40-50 yıl sonra etkili olacak olsa da Türkiye gibi büyük bir ülke uzun vadeli planlamalar yapmalıdır. İstanbul’a bu kadar büyük bir nüfusu daha fazla çekmeye çalışmanın, trafik sorununun artacağını, yaşam standartlarının düşeceğini ve kalabalıkta yaşamanın daha zor olacağını yöneticilerin anlamalarını umuyorum. Depremin ülkemiz için olumsuz sonuçlarını düşünmekten endişe duyuyorum.”

Depreme tam olarak hazır mıyız?

Yorumlar kapalı.